gayyalarda hızın ışığı, farkettiğim
Kainat bu sayede mi?
Gözlerim mi hizmetimde beynim mi ezelin?
Hayat, heyhat! Oyunlarda…
Bir çocuktum elbet, geçti
baba anne tayin edildi benim de
Yalnız, çok zor …
Ler yok inste
nasipse Can ve canan var
nadide, bencilliklerimizde sevilir,
herkes kendi fanusunda debelenirken
Cennet der biri cehennem öbürü,
Sen yalnızsın, o yalnız, dünyalarcası yalnız, bir ben etmezsiniz
Ben bir babaydım babam yerine haddimi aşarak
Önce Allah sonra o vardı
Yeri Peygamber kadardı,
Ataları sundu gönlüme yargılamadım kabul ettim.
Harman yeri, insan ruhu biçilmekte ekin yerine
Ortalık siyah kan, gittikçe kaplamakta…
Karanlıklar koyulaşmakta, dehlizler çoğalmakta
Uyumlanamayan insanlar, insanlık vurulmakta, avlanmakta tek tek
Önce işkenceciler, taze hayatların üzerinde
Kıvran yüreklerimiz, şimşekler çaksın feryadından,
Söndürülen umutlarınla feri gitmekte gözlerin
Işıma, ışıma… ışımaaa!....yok et yıldızlarını, ağla,
Artmakta karanlıklar, pelerini evrene Hadesin
İyi bak yaprağın yeşiline, pembe güle, toprağın rengine
Nefes alabiliyorken oksijenle tanış, sev, helallikle
Son hamle olabilir gözün, ağzın,burnun algıladığı
Görünmeyen tehlikeler…Virüs
Radyasyon, zehir, iğneli gönüllü gittiğin idam
Baba olsaydı ki adı güvendir, seninki Şevki
Bulutlar gelirdi pamukçuk, güneş neşelenirdi
Bir çocuk uçurtma salardı göğe
Yaşamdı şimdiye kadarkiler ama
O vardı zerresiyle, sen vardın
Bugün yeniden öldü, öldürdüler
Ne zulüme katlanılır artık ne virüse ne zehire
O varken zerresi pusulan, yönün onun gibi insan
Bulurdun teninde, çevrende, zahir evrende, kurgu evrende
Şimdi…
Pusulada olmayan yön çekildiğin
Dibe, gayyalara, kanayan sen misin, şeytanın zafer şarkısı mı
İşte sönüyor, işte kopmalı kıyamet
Benimkine razı, havlum yerde,
Mavi göz, kıvır sarı saçlara tutunma boşuna,
Bırak bulaşmasın hiçliğin
Gitmeli gitmeliyim…
Daha dün sordum anama,
Var mı kurtuluşum, belki alıntıyımdır,
Belki uzaylı, cin dokanmıştır
Doğduğun kaderin, savaşman Çarşambalara ait olduğundan mıdır?
Niye, niye, niye?
Yok edilmekte zerreciğin
Sanıyor musunuz ki ben dağ gibiyim
Ben bir ipekten varlık,
Bir kıvılcımla silinirim
Sırıkları bağlamıştım belime, balonumu dik, şişkin ayakta tutan rüzgar
Zehirli yılan bir dil kimilerinde, masalımı, sihrimi çekti arkamdan
Varsın ha yoksun kime ne,
Arayıp sormayın başladı yolculuğum
Araftayım bugün yarın belki neresi
Yok bitmeyecek dünyanın çilesi
Kimseye, derde, iyiliğe yer kalmadı,
Bene ben ağırım
Ve kokmakta ev, bok gibi
Leş bile değil
Öyleydi artığım
Ya hükmünü indir, ya sen bilirsin işini
Havlum yerde, korku dolu yüreklere katlanamıyorum
Doğru insanın yerine
Hüzünler herkesi acınası yapmaz
Hadesler doğar kimilerinden
Hüznüm sözde, isyana evrilmemiş
Bitmiş, mahvolmuşlukların ayak sesi
Ve kimsesizlikleri… birilerine sırık olmak varken!.....
J.SEL
Comments